1001 Tv > 1001 Yorum > Kartlarını açık oynayan ve izleyiciye soluk aldıran dizi

Kartlarını açık oynayan ve izleyiciye soluk aldıran dizi

Işınla Bizi Scotty | 06.10.2023 | Bambaşka Biri
Bambaşka Biri

Ne iş yaptığı belli olmayan, tüm sülalenin yönetim kurulu toplantılarında birbirine meydan okuduğu "zenginli" dizilerden, DNA testlerinden, bağırış çağırıştan ve şiddetten medet uman dizilerden yorulmuş ekranlarda sıra dışı ve konusu olan bir diziyi nadiren görebildiğimizden Bambaşka Biri'nin tanıtımlarını izlediğimden beri merakla beklemeye başlamıştım.
 

Bambaşka Biri

Tims&B, Ethem Özışık ve Burak Deniz üçlüsünün daha önce de kimlik karmaşası üzerine psikolojik gerilim, polisiye ve fantastik diyebileceğimiz türde çalışmaları olmuştu (Yarım Kalan Aşklar ve Maraşlı). Bu alanda gezinmeyi, denemeler ve keşifler yapmayı seven bir üçlü. Maraşlı epeyce severek izlediğim bir diziydi ve Burak Deniz'in de bugüne kadar en keyif aldığım performansıydı. Deniz'in Bambaşka Biri'nde canlandırdığı Kenan karakteri ise -tartışmasız- kendisinin en karmaşık, en katmanlı ve en zor olan rolü. Bambaşka Biri, daha ilk bölümden kartlarını açık oynayan biri dizi olduğundan bu söyleyeceğim spoiler sayılmayacaktır diye düşünüyorum: Bir bedende iki ayrı karakteri canlandırmak, bu karakterler arasında hızlı geçişler yapmak zorunda kalmak, geçişlerin anlaşılmasını sağlamak, her iki karakterin de ağır psikolojik sorunlarını yansıtmak ve bütün bunları haftalık çekilen bir dizi için birkaç güne sığdırmak tahmin bile edemeyeceğimiz kadar zor olmalı. Burak Deniz'in rolün altından oldukça kalktığını söyleyebiliriz. Özellikle reaksiyon göstermesi gereken sahnelerde bunları çok doğal, akıcı ve doğru bir zamanlamayla yapıyor. Bununla birlikte zaman zaman telaşlanıp kontrolü biraz kaybettiği de olmuyor değil. Ben onun en çok içinde mizah barındıran sahneleri keyifle oynadığını ve bu alanlarda daha ustaca hareket edebildiğini düşünüyorum. Bütün bunlarla birlikte onu Kenan rolünde izlemek gerçekten keyifli.

Bambaşka Biri
İkinci kez başrolü paylaştığı partneri Hande Erçel'e gelirsek... İkilinin daha önce rol aldıkları Aşk Laftan Anlamaz dizisini izlememiştim (Deniz'in izlemediğim tek dizisi, Erçel'inse izlemediğim bir iki dizisinden biri). Aralarındaki uyumun nasıl olacağı konsunda bir fikrim ve beklentim yoktu. İkilinin uyumlarının ve birlikte sahnelerinin, dizinin en iyi yanlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Birbirlerine karşı rahatlar ve dengeliler. 

Bambaşka Biri - Hande Erçel

 

Leyla; kendine güveni, zekası, soğuk kanlılığı, ahlak anlayışı ve işinde başarısıyla yerli ekranımızda gördüğüm en etkileyici ve klişe cinsiyet rollerinin dışında yer alan kadın karakterlerden biri. Hande Erçel'se bu rolde tatmin edici bir performans sergiliyor. Hande Erçel'in bugüne kadar en sevdiğim performansı -favori yerli dizim olan- Halka'da canlandırdığı Müjde karakteriydi. Leyla performansıyla hem Müjde'nin hem de şimdiye dek canlandırdığı tüm karakterlerin ötesine geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Bambaşka Biri

İzleyici olarak, bir oyuncudan performans açısından beklediğim birkaç konu var: Senaryonun seyirciyi sürüklediği noktayla oyuncunun duygu olarak buluşabilmesi, yani senaryoyu anlamış olması ve bir karakter yaratma bakımından oyuncunun doğru tonu tutturabilmesi. Konunun, rejinin ve müziğin zaten yükselttiği, coşkulu bir sahnedeki gösterişli bir performans çoğu zaman izleyicilerin gözünü boyayabiliyor ve bence bu, çoğunlukla "iyi bir performans"la karıştırılabiliyor. Performansın, karakterin önüne geçtiği böyle oyunculuklardan şahsen keyif almıyorum. Beklentim de "etkilenmek" değil, inanmak. Bu açıdan doğru tonu istikrarlı bir şekilde tutturabilmek bence en önemlisi. Hande Erçel'in karakterin tonunu tutturmak konusunda oldukça başarılı olduğunu söylemeliyim. İlk andan itibaren güçlü, kendine güvenli, kendini dışarıya açmayan, savunmacı, erdemli ve sert denebilecek bir karakterle karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz. Erçel'in oyunculuğuna sosyal medyada yapılan eleştirilerin çok abartılı ve acımasız olduğunu düşünüyorum. Onunkiyle asla kıyaslanamayacak kadar donuk, yüzeysel ve tek nota performanslar izledim ekranda ve hiçbirinin konuşulduğunu görmedim. Hande Erçel'in oyunculuğunu kötülemek popüler bir sosyal medya eğlencesi halini aldı artık. İzleyen izlemeyen herkes, bu akıma katılıp kendince eğlenmeye çalışıyor. Umarım bunları ciddiye almadan aynı şekilde işini yapmaya devam eder. (Her iki oyuncu için de yapabileceğim küçük eleştiriler var, onları da söylemeden geçmek istemem. Burak Deniz'in bir hız sorunu var. Zaman zaman bu hızı ve panik hissini kontrol etmekte zorlanıyor. Bazen söylediklerini anlayamıyorum. Hande Erçel'se zaman zaman bakışlarında bir enerji kaybı yaşıyor, bakışları uyuşuklaşıyor. Böyle anlar izleyiciyi karakterden koparıp oyuncuya odaklayan anlar. Fakat zamanla karakterle daha çok zaman geçirdiklerinde her iki oyuncunun dengeyi bulacaklarına inanıyorum.) 

Bambaşka Biri

Başrol oyuncularını bir yana bırakıp dizinin kendisine gelecek olursak... Bambaşka Biri son yıllarda daha sık rastlamaya başladığımız "adalet arayışı için kendi yöntemlerini kullanma" ve bu nedenle seri cinayetler işleme temasının bir başka örneği. Yakın zamanda Disney+'ta izlediğimiz Aktris, Netflix'in Biz Kimden Kaçıyorduk Anne ve Fatma dizileri ve elbette Şahsiyet bu konuda ilk aklıma gelenler. Bu türün son dönemdeki yükselişi, Maraşlı dizinin bu ekibe açtığı yol ve Bambaşka Biri'yle bazı benzerlikler taşıyan Yargı'nın olağan üstü başarısı da böylesi zor bir dizi için hem yapımcıya hem kanala cesaret vermiş olmalı.

Bambaşka Biri

Bambaşka Biri şu ana dek adalet arayışı peşindeki bir seri katilden çok, çoklu kişilik bozukluğu ve kişilik bölünmesi konusuna, bunun yarattığı gerilime odaklanarak ilerledi. Başta da söylediğim gibi dizi, kartlarını açık oynayarak ilerlemeyi seçiyor. Bu da izleyici için yeni ve keyifli bir deneyim anlamına geliyor. Biz, daha ilk bölümden katilin Kenan olduğunu ama cinayetleri, bastırılmış olan diğer karakteri Doğan'ın işlediğini öğrendik. Üstelik yakın çevresindeki bazı kişiler de bunu kısa sürede anladılar. Şu an devam eden gerilimse katilin Kenan/Doğan olduğunun anlaşılıp anlaşılmayacağı, Kenan'ın Doğan'ın varlığını ne zaman fark edeceği ve dizinin polisiye aksını oluşturan olayların ardındaki gerçekler elbette. Leyla ve Doğan arasında bir kedi-fare oyunu sürüyor. Leyla başarılı bir savcı, Doğan'ı köşeye sıkıştırıyor. Bir yandan kendi ailesinin geçmişteki bu olaylarla ilgisini çözmeye çalışıyor. Bizler de izleyici olarak hem Leyla'yla birlikte bu sırları hem de Doğan ve Kenan'ın geçmişindeki sırları çözmeye çalışıyoruz. 

 
Bambaşka Biri
Tüm bu gizem ve gerilimin yanı sıra iki ana karakterin aile sorunlarıyla ve geçmişten gelen travmalarıyla mücadeleleri de dizinin bir diğer ana damarı, ki karakterlere bizi en yaklaştıran, empati kurmamamızı sağlayan kısımlar oldukları için de en keyif verici kısımlar belki de... Doğan yavaş yavaş öğrendiğimiz geçmişinde başına gelenlerle izleyiciye acı veren, şefkat duymasını sağlayan ama bir yandan da düşmanı gibi gördüğü Kenan'ın masumiyeti ve iyiliği nedeniyle tam da tarafını tutamadığımız bir karakter. Onun kazanması Kenan'ın kaybetmesi demek. Aynı şekilde izleyici olarak Leyla'nın yanında yer alıyorken bir yandan da Doğan'ın tarafını tutuyor olmak izliyiciyi konfor alanından çıkaran bir durum. Bu açıdan, senaryoyu, aldığı bu riskler nedeniyle takdir etmemek imkansız.

 

Bambaşka Biri - Hande Erçel

 

Dizide, ancak romantik komedilerde olabilecek klişeler de söz konusu. Boşanma avukatı olan arkadaşı küçükçe bir apartman dairesinde yaşıyorken devlet memuru Leyla'nın, ülkenin en çok izlenen habercisiyle yan yana ev kiralayabileceğine ve Leyla gibi şüpheci birinin Kenan'ın yan evini kiralıyor oluşunun tesadüflüğünü sorgulamayacağına inanmak imkansız. (İzlerken "ben bir noktayı kaçırdım herhalde" hissine kapıldım. Nasıl atlanır bu çünkü?) İlk bölümlerde amacını anlamakta zoralandığım bazı sahneler de oldu. İdris'in Kenan'la konuşmak için tanık numarası yapmasına ya da Kenan'ı ormandaki eve götürmeye çalışmasına bir anlam veremiyorum. Doğan'ın o evi oyuncaklarla doldurmuş olması da, idris'in o yaptıkları da dört bölümün sonunda bize çizilen portlerine uygun davranışlar değiller bence.

 

Bambaşka Biri - Hande Erçel

 

Rejidense oldukça memnunum. Neslihan Yeşilyurt çok aşırı stilize bir dil seçmese de hikayenin dramatikliğine ve gerilimine uygun bir tonda ve hiçbir önemli detayı ziyan etmeden sakince ve ustaca anlatıyor hikayeyi.

Hem finansal hem de zamansal sebeplerle çok zordur eminim ama biraz daha fazla mekan çeşitliliği ya da mekanların daha farklı ve geniş kullanımıyla, atmosferi daha da çok hissedebiliriz gibi geliyor. Dördüncü bölümde yetimhaneye yapılan yolculuk, hem yolda hem de varış noktasında yaşananlar çok büyük bir zenginlik katmış örneğin.

 

Bambaşka Biri - Burak Deniz

 

Ufak tefek sorunlar dışında Bambaşka Biri çok tatmin edici bir dizi. Akıcı, sürükleyici. İki ana karakterin kendi içlerindeki mücadelelerini en ince ayrıntısına kadar işleyerek duygusal olarak da tatmin ediyor. Romantizmi, karakterlerin kendi mücadelelerinin ve polisiye hikayenin önüne hiç geçirmiyor oluşu ve ikili arasında gelişen aşkı aceleye getirmeden sindire sindire işlemesi de diğer artıları.

Son bölümde Kenan'ın Doğan'ın acısını fiziksel olarak yaşayışını, sebebini anlayamadığı bu buhranların onda yarattığı korku ve çaresizliği iliklerimize kadar hisettik. Hikaye her bölüm daha da açılıyor ve izleyiciyi içine daha çok çekiyor. Hem Kenan'ın Doğan'a hem de Leyla'nın çözüme gittikçe yaklaşmasını izlemek gerçek bir keyif. Bambaşka Biri bu zor konusuna ve kasvetli dünyasına rağmen, ekranlardaki birbirine benzer onca iş arasında gerçekten soluk aldırıyor.

 

Bambaşka Biri - Burak Deniz Erçel

 

Bölüm fotoğrafları Bölüm özeti Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı