Yiğit'in intikam yürüyüşü başladı
Geçen bölüm haftalardır beklediğimiz bir sahneyle bitmişti: Yiğit'in gerçeği öğrenmesi sahnesi. Doğrusu, hep canlı, bölüm tabiriyle organik birinden öğreneceğini hayal etmişim. Bizzat Deniz'den ya da İrem'den. Ama böyle video alternatifi aklıma gelmemişti. İyi mi oldu, kimbilir. Yiğit yıkılışını tek başına daha kana kana mı yaşadı, öfkesini daha rahat mı çıkardı... Yoksa karşısında İrem Gündoğan olsaydı ona mı patlardı? Sanırım Yiğit Balcı için de böylesi iyi oldu, planını işletmek bakımından. Eğer İrem yüzüne söyleseydi, İrem'e karşı böyle soğuk rol yapamazdı. Deniz söyleseydi zaten bütün hikayenin rotası değişirdi.
Rotada nereye vardık?
Gelinen yerden şahsen gayet memnunum. Dizi izlemek zaten ürünü hazırlayanlarla bir anlaşma yapmak demek. Herşeyi mantığa vurduğunuz zaman o su akmıyor. Ha, hadiseler kimine göre çok saçma hale gelir, o da izlemez artık, bu da mümkün. Devamla, yani o yanlış bu yanlış derken gelinen noktadan memnunum. Tuna ve Deniz birlikte nasıl olur diye merak etmiştim. Kıyısından da olsa yaşadık gördük. Önce sahte sevgili, sonra gerçek ama coşkusu az olaraktan sevgili oldular. İleride bir gün Deniz ve Yiğit ayrılırlarsa, Deniz kalbini Tuna'ya tamamen de açabilir, zaten epey bir meyletmişti. Neydi o Ayça ile ofiste saç saça baş başa haller. Dizinin başında Deniz Tuna için kavga edecek deselerdi, hiç yakıştırır mıydık? No. Bu arada Tuna için olduğu ayan beyan olan bu kavgaya Yiğit de tanık oldu ama hiç kıskanmadı, hayret. İsterse Deniz'in kendisine ıslamsırık aşık olduğuna inansın, yine de kıskanmalıydı normalde. Du bakalım.
İstediğin para olsun bro
Bu bölümde dizi, romantik komedi türünün hakkını verdi, kendisiyle yarıştı. Gayet başarılı bir bölümdü. Romantik Komedi işte böyle olur dedirtti. Bölümün finalinde Deniz ve Yiğit'in arabada gittikleri sahnede korku ve gerilim atmosferi diziye yedirilmişti. Gece vakti, fortuna, karanlık, ıssız ormandan geçiş, çakan şimşek, kayalıklar, kayalıkları döven deniz ve dalgalar, manyetik ortamda açılınca ne tepki verdireceği belirsiz bir sır, garip garip konuşan korkutucu bir Yiğit Balcı ve işte böyle tekinsiz bir ortamda atmosferi trolleyerek seyirciye komediyi yaşatan, güldüren Deniz ve halleri. Bu arada Yiğit'in Deniz için planının bulutlara ışıklar yazdırmak olduğu belli olmadan önce, kötü adamlarla pazarlık yapması hallerini düşününce bir parodi de orada varmış diyoruz. Kötü adam Yiğit'e "iyi düşündün mü, sonra pişman olma" falan dedi. Bizim Yiğit de her zamanki kendinden emin haliyle, düşündüm, düşündüm, dedi. Kötü adam da "Çok para ister bu iş" falan dedi. Yiğit de "Sen parayı düşünme" falan dedi. Eyvah dedik. Kötü adam bile "iyi düşündün mü" diyorsa, "çok para" falan diyorsa, ardından ne geliyor. Çok şükür ki evlenme teklifi geldi.
Panama'dan bildiriyorum
Bölümün bir başka komedisi de ofiste yapılan ayın çalışanı seçmesindeki oylama kısmıydı. Burada Survivor ortamı oluşturma ve oylamayı benzer şekilde yapma fikri harika bir fikir olmuş. Elemanların birbirleri hakkında gerçek fikirlerini pat pat söylemeleri komikti. Daha uzun da tutulabilirdi bu sahne. Ayrıca Buket yok ortalarda. Halbuki böyle bir ortamda Cemal'i desteklemesi vb. aksiyonlarla olaya renk katabilirdi. Survivor deyince bu konu üzerinde durmak istiyorum. Vaktiyle Kurtlar Vadisi Pusu'nun en popüler zamanlarında bir gün bir tanıdığım "Merakla izliyorum, gündemi oradan takip ediyorum" gibi bir şey demişti. Yani dizilerin böyle açılımlar yapması, gündeme göndermelerde bulunması olayı zenginleştiriyor. Bu bölümde olduğu gibi, gündemin parodisi yapılmak istenirse romantik komedi bunun için süper bir zemin. Bu bölüm bu tadı hatırlattı.
Yiğit'in yıkıcı planı ne?
Çatıyı ortaya koyarsak, Deniz'den intikam alacak. Tabii bu arada yumuşamazsa. Çok da güzel bakıyor, yumuşarsa şaşırmam. Neyse, plan bu. Ayrıca İrem'e de kızgın, anlaşılan onu da harcayacak. Yeni bölüm ilk fragmanında Tuna'ya, oyununuzu biliyorum, yedim sizi falan diyor. Öfkesine hakim olamamış da ağzından şıftırtmış bir hali yok. Tuna'ya gel katıl mintikam oyunuma dese, Tuna İrem gibi Yiğit'e aşık değil, dolayısıyla havasını alır. Tehdit etse sökmez. E bu adam şimdi niye Tuna'ya bunları söylüyor!
İrem'in pabucu şimdi Deniz'in ayağında
Fragmana göre Yiğit vaktiyle nasıl İrem'e emrivaki yapıp hadi annenlere gidiyoruz, dediyse, şimdi aynı şeyi Deniz'e yapıyor. Deniz de İrem'in yaşadıklarını bir bir yaşayacak, çektiği sıkıntıları çekecek gibi. Bir başkası gibi görünme zorluğunu böyle birebir çektiğinde İrem'le kurduğu empati artabilir. İşin alengirli tarafı, kendisiyken başkası gibi davranma zorluğu. Ne acayip, ne çetrefil. İşte senaryoyu bu yüzden de takdir ettim. Bak nereden getirdiler, nereye çıkardılar bizi. Galiba Yiğit Deniz'i zorlayacak da zorlayacak. İrem'in babası ve üvey annesi işin içine girerlerse balık kavağa çıkar herhalde. Yani işin o kısmı olmaz. Peki Deniz bu işi nasıl çözecek? Deniz'in ailesi palavrada Muğla'lı olduğuna göre, herhalde Muğla'ya gidiyorlar. Güzel Köylü dizisinde "Moğlo" diyorlardı, öyle söylersek "Moğlo'ya gidiyorlar."
Orda bir Tuna var uzakta
Yiğit Deniz'i zorlaya zorlaya kendisine aşkım, kara sevdam falan dedirtti. Tuna da abzürd komedi gibi heryerden bunları görüyor. Tuna için komedi nuar tabii. Gönül adamı gibi sürekli göz pınarında bir tutam yaş, uzakta bu ikisinin mutluluklarını sevdasını izliyor. Adamcağızda mizah pınarları tükendi. Şu kitaptır, gölgedir başarısı olmasa ne yapacak bu adam. Gerçi şan şöhr umurunda mı, değil ama, hiç yoktan iyidir yine. Ayrıca Deniz kendisini kıskanıyor. İkisi arasında bariz bir yakınlık var. Ama bunlar yetmez tabii. Herhalde çok uzak olmayan bir zamanda Deniz gerçeği öğrenecek, yani aldatılmadığını. Peki bu neyi değiştirecek? Hiçbir şeyi olsa gerek. Ta ki nikah masasında Yiğit Balcı Deniz Aslan'ı terkedene kadar. Ve Deniz gözyaşlarını Tuna'nın omuzlarında dindirecek.
Ve kısa kısa...
#Yiden'e bir banktan selam çakıldı. Bu durumda #Tuden'in bir alacağı oldu. Ayça Tuna'ya sevdiceğini itiraf etti, saklı dövmesini gösterdi. Yiğit ve Deniz eski mahallelerine gittiler, lakin mahalleleri birkaç bölümdür çok değişmiş. Eskiden bahçeli evlerin olduğu lüküsçe bir yerdi. Geçmiş de değişiyor mu, hımm. Gerçeği öğrenen Yiğit gidip İrem'le tanıştı, anlaşma teklif etti, kabul edildi. Gerçeği öğrenen Yiğit gidip Tuna'dan gerçeği duymak istedi, Red Edildi, o da Tuna'nın arabasını çizdi. Ayın elemanı kokan çocuk Çağdaş oldu. Gazi'nin neşeli hayalleri yeni bir bölüme kaldı. - 1001 Tv