Tuna mı Yiğit mi ikilemi
Seviyor Sevmiyor son bölümünde, Yiğit'in babası Teoman'ın İrem'e yaptığı son şantaj yüzünden acilen 250 bin bulunması gerekiyordu. İrem'İn gerçek kimliği açığa çıkmasın diye yapılanların haddi hesabı yoktu ve Deniz'in telaşı, stresi üzerine Tuna her zamanki "sen merak etme, ben hallerim" tavrıyla duruma el koydu. Gölge kimliğiyle yazdığı çok satan romalarının yayıncısından istedi bu parayı. Yayıncı onu büyük patrona götürdü. Eşkıya filminin meşhur "aşk için neleri göz alırsın?" repliğine gönderme yapılan bir sahnenin sonunda Tuna'yı parayı almış gördük. Deniz'in türlü ısrarlarına rağmen Tuna'nın parayı nasıl aldığını öğrenemedik. Ta ki bölüm sonuna kadar... Bölümün son sahnelerinden birinde anladık ki Tuna yüzünü ve kimliğini satmıştı o parayı almak için. Bunca yıl büyük bir özenle koruduğu gizli kimliğini aşık olduğu kızın aşık olduğu adam, o kızın gerçek kimliğini öğrenmesin diye feda etmişti.
Tuna, Deniz için neler yapmadı ki? O ne zaman istese ya da ne zaman ihtiyaç duysa, aşk acısı çekerken, göz yaşı dökerken hep yanındaydı. Tuna, Deniz'i görür görmez sevmişti. Eski iş yerindeki müşterileri, yeni işyerinde çalışanlar, mahaledeki komşular, tanıştığı bir sürü insan Deniz'i tuhaf, itici, önemsiz bulurken; hatta çocukluk aşkı Yiğit onu yıllar sonra yeniden gördüğünde yüzüne bile bakmamış, ona dikkat etmemiş ve onu değersiz bulmuşken, Tuna Deniz'i ilk gördüğün andan itibaren olduğu gibi sevmiş, onu hayatının merkezine yerleştirmiş ve en değerlisi yapmıştı. Onun bir başkası için aşk acısı çekmesine dayanamayıp onun için göz yaşı dökecek kadar çok seviyordu onu.
Yine de bu kalabalık ve çok karışık dünyayı bırakıp gitmeleri de mümkün değil. İrem ve Yiğit korkunç bir kaza geçirdiler. Yiğit sağlam görünüyor, henüz İrem'in ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Ama Yiğit (her ne kadar kazanın sebebi kendisi olmasa da) çok büyük bir vicdan azabı çekecek. Geçirdiği ilk büyük kazada annesini kaybetmişken, aynı şey ikinci kez başına gelmediği ve İrem yaşadığı için şükredecek ve onu bırakamayacak.
Yiğit kendi kendine vicdan azapları ve aşk acıları çeke dursun, aşık olduğu kız ve ayrılmaya çalıştığı kız birlik olup ona dev gibi bir oyun oynuyorlar. Yiğit'ten gerçeği saklama çetesinin içinde kimler yok ki... Öz babası Teoman, Deniz'in bütün ailesi, defalarca yumruk yumruğa geldiği Tuna, hatta dış kapının dış mandalı Neşe... Kimi aşk sandığı saplantısı yüzünden, kimi en yakın arkadaşını intihardan korumak, kimi aşık olduğu kızı mutlu etmek, kimi para sızdırmak için, kimi kariyer hırsından biraraya gelip Yiğit'in hayatını bir oyuna ve yalana çevirdiler. Adamın bütün ayarlarıyla oynadılar. Kalbinde doğru hissettiğine aklı yanlış diyor. Kendisi kandırılırken onu kandıran kişiye karşı vicdan azabı çekiyor. Gerçek açığa çıktığında Yiğit öyle bir yıkıma, kalp ve hayal kırıklığına uğrayacak ki Deniz'in ona engel olmak için koştuğu restoranın camından kendini atmasa iyidir. Her şeyi atlattıktan sonra "evet, onun sen olduğunu hissediyordum" diyerek affeder mi Deniz'i? Bu dünyanın kurallarının uymadığı o ikisine ait dünyada bütün bunların bir önemi de yoktur belki. - 1001 Tv