Sonra Ne Dersen Eyvallah
Gecenin Kraliçesi'ni izlemeyi hiç düşünmemiştim. Kiralık Aşk'ı izlemeye başlayalı beri izlediğim tüm dizileri birer birer bırakmıştım, Kiralık Aşk'a sadık bir aşık olarak. Sonra ne olduysa, bir işle uğraşırken televizyonu açtım, ntv'de oyunculardan biriyle ilgili belgesele rastladım. Belgesel demek de doğru mu, daha çok söyleşi. Ama belgesel denmiş, öyle devam edelim. Bir yandan iş, bir yandan belgesel izlerken orada anlatılan bazı şeyler hoşuma gitti. (Belgesel konusundaki yorumlar alanında öznel fikrim: Sonuçta diziler ticari işler. Bu da ticari bir hamle. Eskiden "sinema başka" diyen dizi oyuncularına gücenirdim, bizim izleme emeğimize saygı nerede diye galiba, fakat şimdi reytingler yüzünden savrulan çok dizi oluyor, bu Kiralık Aşk'ta bile böyle, film olsa şeker şükela olabilecek bir dizi, sezonlarca uzayacak diye, neyse işte.) Bir de fragmanda mekânlar da hoşuma gitmişti. Biraz da yeni bir dizi izlemiş olayım diye belki de.
Gecenin Kraliçesi doğrusu klişe konusuna rağmen kolayca aktı gitti, izletti kendini. Kartal'a bağımlı histerik kıskanç eş, vefat etmiş karısını unutamamış baba Aziz, yetenekleri hırslarına yetmeyen, bir nevi kiyafetsiz muhteris oğul, hala, enişte, ev ahalisi, hepsi dozundaydı. Sanki dizilerde artık şöyle bir şey yapıyorlar: Nasıl ki artık bir sürü yıldız oyuncu bir dizide bulunuyorsa, bir sürü klişe konu da bir dizi hikayesi içinde harmanlanıyor. Gecenin Kraliçesi de eski Türk filmlerden biriyle başladı adeta, galiba adı Haram olan film. Sonra da bir Aşk-ı Memnu versiyonuyla devam edecek. Bakalım köşkün içinde izleyicileri neler bekliyor. Fragmana göre Selin karakteri Kartal'ı kolayca affedecek, aşkına tekrar inanacak. Bu da güzel. Klişeler en azından işlenişte biraz yıkılsın giriş başka olsa da gidişatta yeni bir şeyler; farklı açılımlar, farklı kombinasyonlar yapılsın.
Hâl böyle olunca, sanki ikinci bölümü de izlemeye meyilliyim gibi. Hikâye işlenmeye devam ederse, aşıklar birçok zorluğu atlattıktan sonra bir de Selin'in babasının, Kartal'ın babasını vurup öldürmüş olması gibi bir gerçeği de aşmak zorunda kalacaklar görünen o ki. Aşkı Memnu'nun geçtiğimiz yıllarda tvde yayınlanan versiyonunda Adnan karakteri epey kendi halinde, zararı kendine bir tipti. Bu hikayedeki Aziz ise adeta gece tek gözü açık uyuyan, demek istediğim, diken üstünde, kendine güvenli ama etrafına güvensiz, acımasız biri olarak çiziliyor. Bu bakımdan da farklılık olacak anlaşılan.
Haram filminde kadın karakterin yaşça büyük erkek karaktere bir ilgi duyduğunu hatırlamıyorum ama bu dizide Selin Aziz'in eski eşini öğrendiğinde "çok şanslı kadınmış" gibi bir laf etti. Bu da olayı "Selin Aziz'de oğluna veremediği baba şefkatini buldu"dan çok daha öteye götürüyor. Kartal ve Aziz sadece aynı kadın için mücadele etmeyecekler. Sevdikleri kadın ikisinden de hoşlandı sonuçta. Belki karşısına ilk Aziz çıksaydı ve yaşı da daha genç olsaydı, Kartal bu kez kötü adam haline gelebilirdi. Neyse belki de gelmez, yoluna giderdi.
Dizi de en hoşuma giden cümle, "Sonra ne dersen eyvallah" cümlesi oldu. Bir cümle daha oldu, devam sahnelerinden birinde, neydi hatırlamıyorum şu anda. Yine dizide aşk, vefa gibi kavramların işlenmesi, bunlar üzerine açık açık tartışılması da hoş olmuş. Kartal Aziz'i ne olarak biliyor, babasının arkadaşı mı, uzak akraba mı, kendisi Aziz tarafından bir yerde bulunmuş bir çocuk mu, ne biliyor, belli değil. Ne yönde bir vefa baskısı var üzerinde. Ama anlaşılan yapı olarak çok da duygu sömürüsüne taviz vermiyor. Daha rasyonel bir tip.
Gecenin Kraliçesine gelince, bir çiçekmiş kendisi. Hikâyesi ilk bölümde kaldı mı, yoksa daha derin bir anlamı olacak mı, pek sanmasam da merak konusu. Beklenip görülecek.
,
"
Hâl böyle olunca, sanki ikinci bölümü de izlemeye meyilliyim gibi. Hikâye işlenmeye devam ederse, aşıklar birçok zorluğu atlattıktan sonra bir de Selin'in babasının, Kartal'ın babasını vurup öldürmüş olması gibi bir gerçeği de aşmak zorunda kalacaklar görünen o ki. Aşkı Memnu'nun geçtiğimiz yıllarda tvde yayınlanan versiyonunda Adnan karakteri epey kendi halinde, zararı kendine bir tipti. Bu hikayedeki Aziz ise adeta gece tek gözü açık uyuyan, demek istediğim, diken üstünde, kendine güvenli ama etrafına güvensiz, acımasız biri olarak çiziliyor. Bu bakımdan da farklılık olacak anlaşılan.
Haram filminde kadın karakterin yaşça büyük erkek karaktere bir ilgi duyduğunu hatırlamıyorum ama bu dizide Selin Aziz'in eski eşini öğrendiğinde "çok şanslı kadınmış" gibi bir laf etti. Bu da olayı "Selin Aziz'de oğluna veremediği baba şefkatini buldu"dan çok daha öteye götürüyor. Kartal ve Aziz sadece aynı kadın için mücadele etmeyecekler. Sevdikleri kadın ikisinden de hoşlandı sonuçta. Belki karşısına ilk Aziz çıksaydı ve yaşı da daha genç olsaydı, Kartal bu kez kötü adam haline gelebilirdi. Neyse belki de gelmez, yoluna giderdi.
Dizi de en hoşuma giden cümle, "Sonra ne dersen eyvallah" cümlesi oldu. Bir cümle daha oldu, devam sahnelerinden birinde, neydi hatırlamıyorum şu anda. Yine dizide aşk, vefa gibi kavramların işlenmesi, bunlar üzerine açık açık tartışılması da hoş olmuş. Kartal Aziz'i ne olarak biliyor, babasının arkadaşı mı, uzak akraba mı, kendisi Aziz tarafından bir yerde bulunmuş bir çocuk mu, ne biliyor, belli değil. Ne yönde bir vefa baskısı var üzerinde. Ama anlaşılan yapı olarak çok da duygu sömürüsüne taviz vermiyor. Daha rasyonel bir tip.
Gecenin Kraliçesine gelince, bir çiçekmiş kendisi. Hikâyesi ilk bölümde kaldı mı, yoksa daha derin bir anlamı olacak mı, pek sanmasam da merak konusu. Beklenip görülecek.
,