Siyah Beyaz Aşk replikleri - 733
1001 Tv |
11.05.2018 |
Siyah Beyaz Aşk
Ferhat - Senin kararın değişmedi, ha?
Aslı - Değişmedi. İkimiz için de en doğrusu bu.
Ferhat - Benim kararım da değişmedi. Ama hâlâ bana kanıtlaman gereken bir şey var. Gözlerime bak. "Seni sevmiyorum." de.
Aslı - (Ferhat'ın gözlerine bakmadan) Seni sevmiyorum.
Ferhat - Gözlerimin içine bak. Hadi söyle, "Seni sevmiyorum." de. Masal bitti mi, doktor?
Aslı - Bitti.
Ferhat - Beni sevmiyorsun yani artık.
Aslı - Sevmiyorum.
Ferhat - Gözlerimin içine bakarak söyle. Hâlâ gözlerimin içine bakamıyorsun.
Aslı - (Ferhat'ın gözlerine bakarak) Seni sevmiyorum.
Ferhat - Buna inanmıyorum. Ama git. Bence de bitti.
Aslı - Bitti mi?
Ferhat - Bitti. Vakit kaybetmeden git.
...
Ferhat - (İç ses) Bu masal böyle bitmemeliydi doktor. İyileştirdiğin yaralar daha kabuğunu dökmemişti. Daha dokunacaktın, belki öpecektin. Ama sen hastana arkanı döndün, yarı yolda bıraktın. İhanet bu! Daha fazla acıtarak gidiyorsun. Benden geçmişimi çalarak.
Aslı - Bazen aşk galip gelmiyor maalesef. İnandığın her şey, bir sebepten, bir gün bir bakıyorsun, yalan olmuş. Ben çok inanmıştım onu iyileştirebileceğime. Ama bir yalana inanmışım. Maalesef...
Abidin - Şu Ferhat biraz toparlasa... Hayır, neyin inadı bu? Yani, niye bu kadar hayata küs, anlamıyorum.
Yiğit - Onun da hayat felsefesi bu be, Abidin; gülmemek ve güldürmemek üzerine. Yani, biraz nefes alsa "boğulacağım" zannediyor. İyi bir şey olsa haram zannediyor. Bırakıyor öyle.
Abidin - Aslı'nın günahı ne?
Yiğit - Kimsenin günahı yok. Abimin de, bizim de... Hayat işte!
Ferhat - Saat dokuz. Nefes alamıyorum be, doktor. Günün bu saati, iki haftadır, nefes almak bana haram. "Hayat" diyorlar, "devam" diyorlar... Bak, insanlar mutlu, umutlu. Ne yaşayacakları meçhul; ama gülümsüyorlar. İyi bakmayı öğrenmişler. Ben... Ben yumruğu hep sıkılı, vurmaya hazır. Elimde nasır kabalaşmış, acıyor. Uyku yok. Hayata kötü bakmayı öğrenmiş gözerim. Kalbim susmuş. Kurşunun irini içimde. Zehirliyor her gün. Doktoru yok, çaresi yok. Saat dokuz. O yok, çirkin yok, güzel yok... Mutluluk ikisine de yasak olduktan sonra geriye ne kalıyor be, doktor? Nedir hayat? Acıdan ibaret. Alacağın sayılı nefesten ibaret. Koca bir boşluk... (Aslı gelir) Geldi! Şimdi nefesimi kesen ne peki? Aşk, sevgi, öfke, çaresizlik, umutsuzluk? En kötüsü; Ferhat Aslan'ın ta kendisi mi? Hangisi?
Ferhat - Üşüyorsun sen.
Aslı - Yo, üşümüyorum. İyiyim. (İç ses) Üşüyorum. Sarılsan bana. Yanımda olman yetmiyor.
Ferhat - (İç ses) Sarılmak, ısıtmak kolay olurdu; bana yalan söylemeseydin. "Üşüyorum" deseydin, inkar yerine. Sarardım seni.
Aslı - Bir özeti var mı?
Ferhat - Neyin?
Aslı - Bizim hikayenin. Hani böyle, kitapların arkasında özetler olur ya... Onlar gibi.
Ferhat - Okusan da anlayamazsın.
Aslı - "Git" dedin, bitti. Okudum.
Ferhat - Gitmek istedin.
Aslı - Sen de direnmedin. İzin verdin. Sevmedin belli ki.
Ferhat - Git dedim mi?
Aslı - Dedin.
Ferhat - Masal bitti. Çirkin'i unut. Sil!
Aslı - Hangisini?
Ferhat - Kaç tane var?
Aslı - İki. İki... Oğlumuz olacak.
Ferhat - (İç ses) Bana yalan söylemeseydin "git" demezdim. Yanında olurdum. Sustun. Sustukça beni senden, oğlumu benden aldın, doktor.
Aslı - (İç ses) Bana neden kızdığını bir bilsen, seni ne çok sevdiğimi... Sırf bu yüzden sustuğumu... Seni korumak için senden olduğumu bilsen, yine dönüp gider miydin arkanı? Belki giderdin. Ama ben kendi yüzüme bakamazdım. İyi geceler sevgilim.