1001 Tv > 1001 Yorum > Ömer ve Elif'in Korkunç Çıkmazı

Ömer ve Elif'in Korkunç Çıkmazı

Işınla Bizi Scotty | 7.05.2015 | Kara Para Aşk
Kara Para Aşk

 Duygusal olarak kabus gibi bir bölüm izledik dün akşam "Kara Para Aşk"ta. Tayyar ve Fatih'in neden olduğu,  Elif'in ve ona yardımcı olabilmek için çırpınan Ömer'in hiçbir çıkış yolu bulamadığı bir çıkmaz işlendi bütün bir bölüm boyunca. Ömer'in ve arkadaşlarının bulmaya çalışacakları her açık Fatih tarafından önceden hesaplanıp kapatılmıştı.

Tabi bunu söylerken görmezden gelmemiz gereken bir nokta var; aksi halde bütün plan ve beraberinde bütün bölüm inandırcılığını yitirebilir: Tayyar'ın, Hüseyin'in öldürülmesi suçunu Elif'in üzerine atmak için doktordan istediği, Elif'e verilecek ilaç. Bu öyle bir ilaç olacak ki Elif'i bayıltmayacak, aksine bilinci yerinde gibi olacak ama bir nevi geçici felç geçirmiş gibi hareketsiz, iradesiz olacak. Herşey bittiğindeyse ne olduğunu kesinlikle hatırlayamayacak. Öyle bir hatırlayamama ki, bırakın ilacın şırınga edilişinden sonrasını, bir müddet öncesini bile hatırlayamayacak ( kendisini kaçıran adamla görüşmesi, konuşması vb gibi).

En önemlisi de daha sonraki tıbbi incelemede bu ilacın hiçbir izine rastlanamayacak. Tayyar'ın, doktordan çok kısa sürede getirmesini istediği bir nevi kırmızı-mavi çizgileri olan kanatlı, aynı anda hem şarkı söyleyip hem patates soyabilen bir zebra gibiydi. Tayyar'ın her türlü yasa dışı işinde ve çeşit çeşit ameliyatında mucizler yaratan doktor bunda da başarısız olmadı. Bu mücizeye ikna olduğumuzu varsayarsak, konunun geri kalanı, polisiye olarak işin araştırılması, Ömer ve arkadaşlarının akıl yürütme ve çalışma aşamaları hatta işin bürokratik olarak işleyişi ikna edici işlenmişti.

Ömer'in yaşadığı duygusal zorluk, ağabeyinin feci bir şekilde öldürülmüş olma ihtimaline karşı sevdiği ve güvendiği insanı, Elif'i korumak ve kurtarmak için verdiği mücadele hem duygusal bakımdan hem de işinde başarılı bir polisin olayın bir komplo olduğunu kolayca anlaması ve çözmeye çalışması bakımından da yine başarılı bir şekilde işlenmişti. Engin Akyürek'in duygusal ve coşkulu oyunculuğu da karakterin bu mücadelesini izleyiciye aktarma konusunda her zaman olduğu gibi başarılıydı.

Ömer'in mesleki anlamda içine düştüğü durumun zorluğu da izlemesi ilginç bir yolculuktu. Ömer, dizinin ilk başından beri her zaman idealist, asla yanlış yollara sapmayacak, meslek onuru uğruna gerekirse öz ağabeyi için bile gözünü kırpmadan görevini yerine getirecek bir karakterken bu kez öyle bir durumda kalıyordu ki (Elif'in masum olduğuna inandığı için olsa bile) görevinin gerektirdiklerini yerine getirmeyip suç işlemeyi göz alabiliyordu. Bu konunun işlenişi sırasında Ömer'in hem yakın arkadaşları hem de mesai arkadaşları olan Pelin ve Arda'nın iki ayrı bakış açısıyla olaya dahil oluşları konunun işlenişini zenginleştirmişti.

Bütün bu olaylar sırasında Elif'in hiçbir şey hatırlamıyor oluşu onu dün akşamki bölümde biraz pasif bırakmıştı doğrusu. Zaman zaman panikliyor, hatırlamadığı bir olayla ilgili vicdan azapları yaşıyor olsa da onun bütün olup bitenden etkilenişi biraz zayıf işlenmişti. Yaşadığı çok büyük bir trajedi olsa da kısa süre içinde hayatı belki de geri dönülmez şekilde kabusa dönüşmek üzere olsa da Elif'ten çok Ömer'in mücadelesi daha kanlı canlıydı ekranda.

Önceki "Kara Para Aşk" yazısında değindiğim "diziden ayrılan anne kontenjanı"nı doldurmak ve Elif-Ömer ilişkisinde bir engel oluşturmak için diziye girmiş gibi görünen Nedret Hala karakterinin durmu ise başarılı bir manevrayla dizinin ana konusuna, her şeyi başlatan cinayetlere bağlanarak güzel bir sürpriz yaptı.

Doğrusu Nedret Hala'nın diziye girişinde bunun planlanmış olduğu hâlâ şüpheli. Finale doğru gizemi ve heyecanı korumak, bir anlamda tam olarak işlev kazanamamış karakterlerden (İpek'in kendisini doğrudan çok ilgilendirmeyen bu karakteri araştırmak için duyduğu inanılmaz isteğin bir açıklaması var mı cidden?) faydalanmak için yapılmış bir manevra gibi görünse de tüm unsurları yerli yerince kullanılmış, önceki yazıda çok da iyi yönetilemedinden söz ettiğim final yolculuğunda diziye bir heyecan, hareket getirme konusunda başarlı bir adım oldu. Uzun zamandır ilk defa, sonraki bölümde ne olacağını merak eder olduk böylece.

En önemlisi de daha sonraki tıbbi incelemede bu ilacın hiçbir izine rastlanamayacak. Tayyar'ın, doktordan çok kısa sürede getirmesini istediği bir nevi kırmızı-mavi çizgileri olan kanatlı, aynı anda hem şarkı söyleyip hem patates soyabilen bir zebra gibiydi. Tayyar'ın her türlü yasa dışı işinde ve çeşit çeşit ameliyatında mucizler yaratan doktor bunda da başarısız olmadı. Bu mücizeye ikna olduğumuzu varsayarsak, konunun geri kalanı, polisiye olarak işin araştırılması, Ömer ve arkadaşlarının akıl yürütme ve çalışma aşamaları hatta işin bürokratik olarak işleyişi ikna edici işlenmişti.

Ömer'in yaşadığı duygusal zorluk, ağabeyinin feci bir şekilde öldürülmüş olma ihtimaline karşı sevdiği ve güvendiği insanı, Elif'i korumak ve kurtarmak için verdiği mücadele hem duygusal bakımdan hem de işinde başarılı bir polisin olayın bir komplo olduğunu kolayca anlaması ve çözmeye çalışması bakımından da yine başarılı bir şekilde işlenmişti. Engin Akyürek'in duygusal ve coşkulu oyunculuğu da karakterin bu mücadelesini izleyiciye aktarma konusunda her zaman olduğu gibi başarılıydı.

Ömer'in mesleki anlamda içine düştüğü durumun zorluğu da izlemesi ilginç bir yolculuktu. Ömer, dizinin ilk başından beri her zaman idealist, asla yanlış yollara sapmayacak, meslek onuru uğruna gerekirse öz ağabeyi için bile gözünü kırpmadan görevini yerine getirecek bir karakterken bu kez öyle bir durumda kalıyordu ki (Elif'in masum olduğuna inandığı için olsa bile) görevinin gerektirdiklerini yerine getirmeyip suç işlemeyi göz alabiliyordu. Bu konunun işlenişi sırasında Ömer'in hem yakın arkadaşları hem de mesai arkadaşları olan Pelin ve Arda'nın iki ayrı bakış açısıyla olaya dahil oluşları konunun işlenişini zenginleştirmişti.

 

Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı