Kuzgun Replikleri - 960
7. Bölüm replikleri
Zor olan yargılatabilmek
Sabah. Rıfat polis tarafından tutuklanmış, götürülüyor. Bilginlerin evinin önünde Dila ağlayarak Kuzgun'a sarıldığında, Kuzgun Başkomiser Emin'le yaptığı konuşmayı hatırladı: Kuzgun Emin'e "Rıfat Bilgin günahlarının bedelini yarın gece ödeyecek" dedi. Bunun üzerine Emin: "Asıl mücadele şimdi başlıyor. Bunlar Rıfat'ı biran önce çıkarmak isteyecek. Onun için de sonraki hamlelerini bilmelisin. Hazır içlerine girmişken ne yapıyorsan devam et. Amacını açık etme. Stratejik davran. Henüz Rıfat hapse girmedi. Zor olan bunları gözaltına almak değil. Yargılatabilmek."
Geçiştirme
Kumru annesini aradı. Derviş'le görüşmesini sorup, "Ne dedi?" dedi. Meryem "Hiç... Bize yardımı dokunabilecek bir adam değil o" diye cevap verdi. Bunun üzerine Kumru "Beni geçiştirmiyorsun değil mi?" dedikten sonra "Sana bomba haberim var. Rıfat Bilgin gözaltına alınmış" deyince Meryem bu haberi Derviş'ten almış olduğu için "Biliyorum" dedi. Bunun üzerine Kumru şaşırdı ve "Nasıl? Sen nereden biliyorsun?" diye sorunca Meryem: "Ya nereden olacak Kumru, ağzımdan öyle çıkıverdi işte. Hadi akşam görüşürüz"
Öyle biri
Şermin Rıfat'ın gözaltına alınmasının kardeşi Bora'nın işi olduğunu, babalarının intikamını almak için yaptığını tahmin etmiş. Bora'yı arayıp "Rıfat'ı cezalandırmayacaksın, bana bırakacaksın demiştim. Neden yaptın bunu?" diye sordu. Bora cevaben "Ben verdiğim sözleri tutarım Şermin, benimle hiçbir ilgisi yok" deyince Şermin bu kez "Kim yaptı o zaman? Ali'nin tahmini doğru mu?" diyerek Kuzgun'u ima etti. Bora da "En güçlü aday o" cevabını verdi. Şermin Kuzgun'u şoför kimliğiyle bildiği için "İyi de bunu yapabilecek güçte mi o?" diye sordu bu kez. Boranın cevabı: " Hafife alırsan karşısında kaybedersin. Öyle biri."
Abimizi bizden yirmi yıl çaldığını söyle
Kuzgun emniyete geldi. Kardeşi Kumru da diğer gazetecilerle birlikte haber için orada. Abi kardeş karşı karşıya geldiler. Kuzgun "Sizin gazetede başka adam mı yok, Her habere seni yolluyorlar?" diye sordu. Kumru da "Bazı soyadlarına karşı radarım var benim, ona yakalananlara geliyorum." diye cevap verdi. Sonra Kuzgun'a: "Hazır buraya kadar gelmişken, sen de sana dün saldıranlardan şikayetçi ol istersen, patronunun beş para etmez bir insan olduğunu söyle, ailemizi paramparça ettiğini, babamızı haksız yere hapse gönderdiğini, orada ölümüne sebep olduğunu söyle.... Bir de abimizi bizden yirmi yıl çaldığını söyle."
Söylediklerinin değil, sustuklarının
Emniyet önünde. Kuzgun Kumru'ya "Sana burada ekmek çıkmaz. Saf mısın diyeceğim de değilsin, Maşallah zehir gibisin. Ne sanıyorsun kızım? Çıkıp herşeyi basına açıklayacaklar mı? Üç satır ezber atıp gidecekler." deyince Kumru: "Ben onların söylediklerinin değil, sustuklarının peşindeyim"
Temenni
Bora Rıfat'ın tutuklanmasının arkasındaki ismi araştırıyor. Sevkiyattan sorumlu adama "Kayıtları hergün kontrol ediyor musunuz" diye sordu. Adam serin serin "Şüpheli bir durum yoksa, etmiyoruz" diye cevap verince Bora: "Umarım bu şirkette herkes sizin kadar işine bağlı değildir."
Asıl o zaman
Akşam. Meryem ve Kartal sofradalar. Meryem Kartal'a "Kartal, niye yemiyorsun oğlum? Sen karnıyarığı seversin?" diye sorunca Kartal Meryem'e Kuzgun'u ima ederek "Ona da götürdün mü bir tabak?" diye sordu. Sonra yine kendisi cevap verdi. "Götürdün. Ne olacak yani, ne zannediyorsun? Değişir mi zannediyorsun? Yemeğini yiyince birden... oğlun mu olacak yani?" dedi. Meryem de "Bir gün olacak. Ben Kuzgun'dan vazgeçersem, asıl o zaman Kuzgun benden gider."
Seninki de yansın
Kuzgun Kartal'ın tamirhanesine geldi. Tamirhanenin yanması sonucu içeride hasar gören arabaların sigortala şirketlerinin faturaladığı borcunu kapatması için para getirmiş. Kartal "Senden para isteyen mi oldu, al şu paranı, bas git" deyip parayı reddetti. Kuzgun da "Napıcan oğlum benden almayıp, gidip Ali'den mi istiycen?" deyince Kartal "Sana hırsımdan gider alırım" dedi. Kuzgun "Niye oğlum, niye?" diye sorunca da Kartal: "E, canım yandı... Seninki de yansın"
Kardeşindim senin
Kuzgun tamirhanede Kartal'ı parayı alması için ikna etmeye çalışıyor. Sonunda tamirhanenin borcu evin haczine sebep olmasın diye "O ev babamdan yadigar. Bırak öyle kalsın." deyince Kartal "Babam? E ben de senin babanın oğluyum? Haberin var mı bilmiyorum ama... Kardeşindim ben senin."
İnanmaya hazırım
Kartal Kuzgun'a sözüne devamla " Niye yaptın be abi? Hadi anneme olan öfkeni, eyvallah, tamam, anlıyorum bir şekilde de, bize olan bu öfken niye?" deyince Kuzgun "Öfke falan yok. Bir yanlış anlaşılma oldu. Ama şu kadarını bil, yani ister inan ister inanma" deyince Kartal Kuzgun'a: "İnanırım anlat. Anlat, ikna et."
Ceza
Dila Kuzgun'la oturdukları barın kamera kayıtlarını izledi ve Kuzgun'un kendisinden giriş kartını çaldığından emin oldu. Kuzgun'a telefon edip görüşmeye çağırdı. Tepedeki ağacın altında buluştular. Dila Kuzgun'a babasını hapse attıranın o olduğunu bildiğini söyledi. Kuzgun'un kendisine kazık attığını ve ona güvenmekle aptallık yaptığını söyledi. Sonra Kuzgun'a "Sen bana bunu nasıl yapabildin?" diye sorunca Kuzgun: Birincisi, aslında en önemlisi sen o ailedeki en iyi şeysin. Ama sen bu acıyı yaşamayacaksın diye mi vazgeçelim adaletten avukat hanım? Sana yapacağım şey direkt sana değildi. Ya bu adamı baban yarattı, baban gibiler yarattı. O kıramadığın kabuklarım var ya, onlar attı üstüme, onlar kanattı. Senin bir suçun yok. Ama bir dert var. Sen Rıfat'ın kızısın. Babanı almak zorundaydım çünkü senin baban, benden babamı aldı babamı. Beni kimsesiz bıraktı. Sen de bunu yaşayacaksın, evet, maalesef. Ama yoksa benim senle başka bir derdim yok. Çekil git Dila. Bak yoluma çıkan kimseye acımadım, acımıycam. Alisiymiş, Borasıymış. Ama sen başkasın. Git Dila bak, tek cezan kimsesiz kalmak olsun.
Yüreği ağzında biriyim
Kuzgun cezaevine Rıfat'ı görmeye gitti. Rıfat gelen Dila zannetmiş. Kuzgun'u görünce dönmek istedi ama Kuzgun "Niye kaçıyorsun, o kadar mı cesaretin yok yüzleşmeye?" deyince dönüp geldi, oturdu. Kuzgun'a öfkeyle "Sana inandım, sana güvendim" diye hesap sordu. Kuzgun Rıfat'ı Şererf Dağıstanlı'nın kumpasından kurtarmıştı. "İyi yaptın, o sayede hayattasın" dedi. Sonra "Babamı görüşe geldiğim gün, o kadar yaralıydı ki adam... İnanamıyordu... Senin onu sırtından bıçakladığını bir türlü kaldıramadı adam. O da... ben de... Şu an var ya, böyle karşımdasın, işte ben bu an için dişimi sıka sıka yaşadım. Sadece bu an için. İyi bak bana. Bak, bu yüzü unutma ha. Benim seninkini talim ettiğim gibi her gece talim et sen de. Çünkü daha bitmedi, yeni başlıyorum. Bak, ben yüreği ağzında bir tipim. Ne konuşuyorsam, buradan (kalbini göstererek) konuşuyorum."