Bir Başkadır replikleri - 1229
Ali Sadi Hoca - (plastik laleyi göstererek) Bu dizilerde gördüğün dünyadır, kızım. (Gerçek çiçeği göstererek) Bu ise Allah'ın topraktan yarattığıdır. Çürür, gübre olur, yine toprağa döner. Mis gibi kokar ama dikenleri de vardır. Kırılır, tamir olmaz, buruşur, çürür... Dalından kopardığında küser sana. Seveyim desen, elinde kalır. İşte bu çiçek biziz, kızım, bize benzer. Sensin, benim, abindir ve hanımı... Tıpkı bizim gibi topraktan gelip toprağa gider. Bunu kabul edenler bu mübarek çiçek gibi yaşayacaklar. Boyunlarını bükmesini bilecekler, kuruyacaklar, buruşacaklar... (Yeniden plastik çiçeği göstererek) Buna kananlar ise bu dünyada cenneti yarattıklarını sanırken ahirette cehennemlik olacaklar. (1. bölüm)
/>
Yasin - Doktoru görünce bir sızladı içim. Dedim "Gitti, sonunda gitti." Zaten gittiydi de, dedim "Temelli gitti Ruhiye." Doktorun yanına vardım. Adam bir şeyler anlatıyor da duymuyorum bile. Boğuk. Sanki duvarın arkasından konuşan televizyonu duyuyorum. Yüzüne bakıyorum adamın. Diyorum "Bana mı öyle geliyor? Adam sırıtıyor." Bir kulak verdim. "Gözün aydın." diyormuş, "Atlattı." Kan kaybetmiş çok işte, kan verdik, diktik falan, anlatıyor. Nasıl bakıyorsam adama, "Sevinmedin mi?" dedi. Doktor öyle deyince "Sevinmedim." diyecek oldum, hocam. (2. bölüm)
Meryem - Abla vallahi işi biliyorsun sen.
Peri - Nasıl?
Meryem - Yani eviriyorsun çeviriyorsun, lafı çaktırmadan istediğin yere getiriyorsun. Altı sene boşuna okunmuyor demek. (2. bölüm)
Gülbin (Peri'ye, içinden) - Pat diye söyleyebilsek ben neler söylerim sana, bir bilsen... "Boyundan büyük işlere kalkışan sensin." derim. "Rahat bırak kızcağızı." derim. "Kıskanıyorsun." derim. Beş senedir tanıyorum, beş senedir yalnız. Biri girsin istiyorsun hayatına. Sevmek istiyorsun, sevilmek istiyorsun sen de. O kız gibi, herkes gibi... "Kız saçını kapatmış, sen kafanı." derim. "Çıkar maskeni, öyle konuşalım." derim. Gizli faşist! (3. bölüm)
Yasin - Ruhiye nerede?
Meryem - Yattı, abi.
Yasin - Kalktı sanki de... (5. bölüm)
Ruhiye - Ben buradayım, Yasin. Sen neredesin? (5. bölüm)
Burcu (Elini Hayrunnisa'nın kalbine koyar) - Burada. Annen... Kimse alamaz. İzin verme, anlıyor musun? Konuşmak mı istiyorsun? Konuş onunla. Ağlamak mı istiyorsun? Koy elini buraya, ağla. Duyacak seni. Ağlayacak seninle. Gülecek seninle. Göreceksin. Anlıyor musun? İzin ver, konuşacak seninle. (5. bölüm)
Meryem - Yok, yani, abim kızmasın diye... Bilmiyor da buraya geldiğimi... "Yasak," dedi, "yok bir daha gitmek." dedi de...
Peri - Neden?
Meryem - Vallahi yukarıda Allah, korkuyorum, "İyileştin Meryem, yetsin. Bir daha gelme." falan diyeceksin diye abla.
Peri - Nasıl yani?
Meryem - Yani, iyi geliyor anlamında diyorum, buraya gelmek. Konuşuyoruz, ediyoruz, muhabbet oluyor. Siz de dinliyorsunuz hakikaten insanı. Bazen diyorum "Geveze Meryem. Oturduğun kadıncağızın karşısına. Vır vır vır, başının etini yedin Peri Hanım'ın da."
Peri - Olur mu öyle şey Meryem? Benim vazifem bu.
Meryem (duraklar) - O da doğru. Vazife olunca... Ben gideceğim, öteki gelecek. Ne olacak? Oldu abla. Biraz erken kessek bugün? (6. bölüm)
Hilmi - Bir anlam bulmalı. Şu hayatta bir anlam bulmanın kişilere, kurumlara, dine, ona buna bağlı kalmadan bir anlam bulmanın sayısız faydası olduğu gibi, çok da zevklidir yani. Büyük oranda yaşamak böyle... Nasıl diyeyim? Bayram yeridir ya... Yani bunu böyle gören insana yaşamak bayram yeridir yani... Yerden bir karış yukarıda yürürsün. (6. bölüm)
Meryem - Kitaplar falan... Okuyorsun hep galiba.
Hilmi - Kaynak çok Meryem. İnan yani, çok. İnanır mısın, her belediyenin, kimi küçük kimi büyük, illa bir kütüphanesi, bir hizmeti oluyor yani. Zaten o da olmasa ne ararsan internette var. Ama işte hepsi böyle... Hepsi bizim için, insanoğlu için çok kıymetli fikirler, çok değerli bilgiler. Ama hepsi kömür treni gibi, çuf çuf çuf geçip gidiyor... Kimse yüzüne bakmıyor. (7. bölüm)
Hilmi (kendi kendine) - Navigasyon aleti misin dangalak? Sordu mu kız sana? (7. bölüm)
Peri - Hayatımızın belli dönemlerinde duygusal bakımdan tıkandığımızı hissedebiliriz Meryem. Hislerimizi nasıl ifade edeceğimizi bilemeyebiliriz. Hepimiz, tüm insanlar, farklı nedenlerle hayatımızın belli dönemlerinde duygularımızı bastırırız. Sanki bütün hislerimiz bir kafese tıkılmış gibi olurlar ve kaçmamak için direnirler. İçimizde büyük bir huzursuzluk oluşur. Ve bu durum sadece çevremizdekilerle olan ilişkilerimizi değil, sağlığımızı da etkiler. Duygular gereklidir ve faydalıdır Meryem. Tüm duygularımızı hissedebilmek için kendimize izin vermemiz gerekir. Seni, beni, hepimizi kim olduğumuzu tanımaya ve ne istediğimizi öğrenmeye taşıyacak olan köprülerdir duygular. (8. bölüm)
Ruhiye - Sen benim yanımda ol da Yasin...
Yasin - Ben senin yanındayım kızım. Yedi senedir. O yengenlerin balkonunda taş bastım böğrüme. Sildim senin gözyaşını, söndürdüm sigarayı, girdik içeri, kestik sözü, taktık yüzüğü, bitti. O gün beri yanındayım. Sen şimdi kafanın içinde bir kışlaya kapattın kendini. Kendi acına asker ettin kendini. Bir terhis olamadın gitti Ruhiye. Şafak kaç yahu? Artık gelsin Ruhiye. Yazık günah... Bak bize yazık, evlatlarına yazık, en çok da sana yazık. Yapma güzel gözlüm, vallahi yapma. (8. bölüm)