Anne'nin başarısı

Anne bu hafta izleyici sayısını daha da artırdı ve tüm gruplarda reytingini 10.0 üzerine çıkardı. Geçen hafta yayınlanan 2. bölümüyle de, en çok izlenen dizilerden olan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı geçmişti ama Eşkıya seyircisinin bir kısmının Beşiktaş-Napoli maçına kaymış olma ihtimali de vardı bu galibiyette elbette. Dolayısıyla rekabetin asıl şekli bu hafta belli olacaktı.
Anne'nin bu başarısı ekranlarda son iki sezondur görülen bir manzarayı da farklılaştırıyor. Yerli dizilerin kadın izleyicinin tercihi olduğu, dizi ilzeyicisinin çoğunlukla kadın olduğu gibi bir yargı var. Üretilen içeriğin çoğunun kadın ve genel olarak aile hedefli olduğu söylenebilir ama iki yıldır çok yüksek oranda izlenen, iki haneli reytinglere ulaşabilen yapımlar, merkezinde erkek karakterlerin olduğu ya da daha çok erkek izleyiciyi hedefleyen yapımlar olmuştu. Diriliş Ertuğrul özellikle geçen yıl, hiçbir dizinin ulaşamadığı oranlara ulaştı. Ardından Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, haftanın en çok izlenen ve yine iki haneli rakamlara ulaşabilen 2. dizisi olmuştu. Bu sezon da benzer bir olay İçerde ile yaşandı. Başladığı haftadan itibaren hızla yükselen dizi kısa sürede iki haneli oranlara ulaşmayı başardı.
Anne'nin ve benzer bir şekilde İçerde'nin başarısının gösterdiği önemli bir şey daha var. Geçtiğimiz sezon boyunca Pazartesi ve özellikle Salı günleri çok zor olarak anılan günler oldular. O kadar ki, o günde yayına başlayıp başarılı olamayan diziler için günün hatalı seçildiği, başka bir günde olsa başarılı olabileceği söylendi. Önce İçerde, ardından da Anne zor gün, zor rakip gibi faktörlerin çok önemli olmadığını; başarının rakiplere değil, üretilen işe bağlı olduğunu kanıtladılar. Fark yaratan, ekrandaki kaliteyi artıran yapımlar, mevcut seyirciyi kazanmakla kalmıyor; ekrandan uzak duran yeni seyirciyi de çekmeyi, tv izleyicisini artırmayı yani kendi seyircisini yaratmayı da başarıyorlar.