1001 Tv > 1001 Yorum > İhale Hangi Firmaya Kalacak?

İhale Hangi Firmaya Kalacak?

Uzunçorap | 7.12.2015 | Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

#KiralıkAşk Vol. 24
Kiralık Aşk 25. Bölüme 2. fragman geldi. İlk fragmandan hallice ama yine kısaydı, rüzgâr gibi geçti. Doğrusu bölümler de öyle geçiyor. Sanki lüp diyor başlıyor, hüp diye bitiyor. Dişe dokunur bir şey mi olmuyor, yoksa tadına mı doyulmuyor? Hem o hem bu, ikisi de doğru sanki. Neyse, fragman gibi biz de, oradan buradan bir yerden başlayalım:

 
 
İş hangi firmanın olacak? 
 
Passinois ve Chêrie, bu iki rakip  firma bir iş teklifi, ihale bir şeyler, karşı karşıya mı geliyorlar ne. Mekân Chérie nam mekâna benziyor, kapılar badana boyalar falan ama senyör tasarımcı mı, ihale ustası mı, başköşede bilmediğimiz bir hanım, yoksa peşinde iki rakip firma mı adım adım, dünyanın kanunu besbelli, söyler hep aynı şeyi. Bu fragman yazısında Ajda bizi anıyor, hayırdır. Neyse, devamla ihtimal bu kadın iki firmadan bir iş için örnek istiyor. Her iki firmanın tasarımcıları da sıvıyorlar kollarını. Sinan Ömer'e "Ellerinden öper" diyor, Ömer de ekibine "Seksi bir duruş istiyorum, kadına yeni bir deneyim yaşatmak," filan filan diyor. Sivri topuk medeniyetin en güzel buluşlarından biri, lafını da o ilk ortak toplantıda ihale ustasına söylüyor, sunuş konuşması. İz'in dediği genius olmakla cins olmak arasındaki ince çizgi lafı da toplantı devamında kendine güvenle hırsla meydan okumece. Tabii bunlar tahmin etmece. Beklemece görmece.

 

Namı diğer Clark Kent
 
Fragmandan görülüyor ki Ömer'in Defne'ye çizmelerini almaya geldiğinde gösterdiği sağlam duruşu pek de uzun sürmüyor. Ömer'in sinirler zaten gergin. O cam parçalama olayında bardağı taşıran Deniz Tranba'yı öğrenmesi olabilir. Üçüncü Deniz Tranba atağı. Yani Yasemin ve Defne bir arada, tamam da, Deniz Tranba olacak iş mi. Olacak işmiş işte. Olmuşken tam olsun hesabı. Deniz ve İz artık konuk falan değil, iç kadroya alınsınlar bi zahmet. Başka dizilerde ne baş karakterler onların konukluğu kadar bölümde bulunmadılar belki. Sanki bu ikisinin konuk diye yazılması sırf kiralıkçıları ayaklandırmamak için. Bakınız, sakin olunuz, onlar geçici, denir gibi.

Bu arada Ömer camdan içeri ofisten dışarı, Kripton'a doğru yol alırken Defne de ya bir kedi gördü, ya da bir ses duydu sanki!


Toparlarsak çok şey söylemeyen gizemli bir fragman. Sinan yine relaks, işin gırgırında. Durumlara bozulmamış.  Bu huyu iyi. Yasemin'le karşılıklı Kiralık Aşk melodisini söylüyor gibiler de logoya mı neye burun kıvırıyor, sahnenin ya devamında ya önünde kalmış. Ömer Defne'ye karşı yumuşamış, Defne atara depara kalkmış. İz Ömer'e "Boşver sen affet gitsin aldırma, büyüklük sende kalsın sonunda, sen sarıl o sana sarılmazsa" mealinde Defne'yle arasını yapar gibi ışıklı mışıklı konuşsa da, "İz'le Ömer" ezberinden vazgeçmemiş, belliydi zaten. Genç, güzel ama Ömer yakında. Zaten ortada sırf iş için salınan bir İz görmek hikâyenin aşkına hizmet edebilir mi? Yine de belli olmaz, senaryo çok inişli çıkışlı girintili çıkıntılı patikalı bir rota izliyor. 
 

Patika, yol, rota deyince, yazımızı Ajda Pekkan'dan "Sana Doğru" şarkısıyla bitirelim, selam edelim. Arrivederci...
 

 

Kiralık Aşk


Sırtından haber ver, çabuk

 
Defne'nin ofisi. Ömer gürültü için hesap sormak üzere fırtına gibi içeri girip, ofiste Defne'yi görmüştü. Oradan devamla, aralarında ne geçti de Ömer böyle sakinleşti (merak konusu) ve buraya sırf sohbet için gelmiş gibi mutlu mesut, "Sırtın nasıl," diye sorabiliyor?. Yani sen daha az önce öğrendin ki buraya sana rakip bir firma geliyor, üstelik Defne orada çalışıyor. Hatta belki Yasemin'i de öğrendi. Durumu nasıl bu kadar kolay atlatıp da muhabbeti "sırtın nasıl"a vardırdı, hayret ki hayret.

Aslında Ömer Defne'yle iki kelam etmek istiyor, sırtı falan pek de merak ettiği yok. Maksat Defne'yle biraz vakit geçirsin. Yani yanında durabilmek için banane. Defne'nin de atarı tuttu. Gerçi O da haklı, çünkü düşüp sırtının yaralandığı o akşam asıl kalbi yaralamıştı. Ömer ayrılık konusunda net, katıca bir tavır koymuştu ortaya, "Ben elimden geleni yaptım. Fazlasını hatta. Eminim. Bu kadar Defne. Bu kadar vazgeçebiliyorum kendimden. Parçalarımı biraraya getirmeye çalışıyorum. Bir yolunu bulacağım." falan demişti. İlişkiye kapıyı tamamen kapatmış gibi konuşmuştu.

Ama Defne için asıl yaralayıcı olan, herhalde kapıdan çıkarken "Defne" diye seslenip Defne de umutla ona döndüğünde, "Çizmelerin"  demesiydi. Unutma, al öyle git, diyor yani. Yani tekrar gelmesini isteseydi, barışmak için o çizmelerin evinde kalışını bir fırsat olarak görebilirdi. 

Orada Ömer'den Defne'ye Ajda Pekkan'ın şu şarkısı çaldı: "Arkanı dön ve çık, istenmiyorsun artık, bir zamanlar sen de bana acımadın."
Kiralık Aşk


İz'in Ömer'i

 
İz'e gelince, yani İz gelince... Doğrusu iki aşık birbirine sevse, elli tane İz gelse vız gelir. İz gerçek bir tehlike değil. Bir şey yapamaz. Ömer kalbi birindeyken nasıl başkasıyla romantizmler, bir şeyler yaşasın? Ha, vakit geçirir mi... yani... dostça. Önceki gibi. Bu da Defne'yi kıskandırır mı... yani... neden olmasın.
 
Ömer Defne'yi Deniz'den, Defne Ömer'i İz'den kıskanacak ki, denge olsun. Daha önce de Ömer Sinan'ı, Defne İz'i... A bir de Feryal vardı, Feryal'i kıskanmıştı. Evet, durum eşit değilmiymiş ne... Defne 2-1 önde. Ama Feryal sabahtan akşama bir güncük bir kıskanmaydı, ihmal edilebilir.

Neyse, İz miz vız, özetle. Zaten bu aşkta sorun bu iki kıvılcımlının, titreşimlinin (Aşık diyemiyorum, şüphelerim var.) dış kuvvetlerle değil birbiriyle mücadele etmesi. Onlara birbirlerinden değil de başkalarından zorlama gelseydi herhalde hikâyenin gelişatı bu kadar üzmezdi, kendinden de bir nebze soğutmazdı.

 

Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı