1001 Tv > 1001 Yorum > Eğer Yapabilirsen Sevgini Ver Ona

Eğer Yapabilirsen Sevgini Ver Ona

Işınla Bizi Scotty | 15.01.2016 | Kördüğüm
Kördüğüm

 Kördüğüm'ün ilk bölümünü çok trajik; gerilimi, duygusu çok yüksek bir sahneyle bitirmiştik. Didem, ağır hastalığından kurtuluş umudu kalmadığını öğrendiğinde küçük oğlu Kaanı'ı bırakabileceği hiç kimse bulamamış, en sonunda Kaan'ın babası Ali Nejat'ı çocuğunu kabullenmeye ve onunla ilgilenmeye mecbur bırakmak için doğum günü kutlamasında herkesin için Kaan'ın onun oğlu olduğunu söyleyip kendisini vurmuştu.

 
İkinci bölüme kaldığımız yerden devam ederek başladık. Didem öldü. Kaan, annesi tarafından bırakıldığı ve uyuya kaldığı arabada bir süre sonra uyanıp annesini aramaya başladı. Şans eseri de onu Ali Nejat'ın soförü buldu. Bölümün ilk yarım saati Didem'in ölümünün ardından yaşanan kaosla, emniyette ifade vermeyle, Kaan'la kimin ilgileneceği gibi konularla geçti. Bu sahneler de -yaşanan trajedi gibi- çarpıcı, etkileyici işlenmişti. Kaan'ın şaşkınlığı, annesinin bir türlü ortaya çıkmadığını gördükçe artan korkusu, endişesi; Kızının ölüm haberini alan Didem'in babasının şoku, çaresizliği, sessizliği çok sarsıcıydı. 

 Diğerleri, Umut'un kardeşi ve annesi, Naz'ın annesi, Ali Nejat'ın ablası Feyza ve babası.. sevimsiz, sıkıcı, ve çoğunlukla da ilginç bir yanları olmayan karakterler. 

 
Ama en zorlayıcı olan, bölüm boyunca Feyza'nın peşinde üç yaşındaki yaramaz çocuğunun peşinde yılmış bir anne gibi koşan ve ağzından "Dur Feyza, sus Feyza, şimdi sırası değil Feyza.."dan başka şey duyamadığımız psikolog Neslihan'ı ve hep sevimsiz, art niyetli bir ifadeyle telaş içinde oflaya puflaya oraya buaraya koşturan Oğuz'u izlemek. Bu karakterleri gördükçe sinirden kendini turmalayası geliyor insanın.
 
Makul, aklı başında, vicdanlı ve şefkatli tavırlarıyla en sıcak ve izlenir karakter Naz ama onu da öyle "mükemmel" resmediyorlar ki bir noktadan sonra bu abartı sinir bozucu hale geliyor. Biz her bölümde koca hastanede onca teste rağmen kimsenin sebebini bulamadığı sorunları Naz'ın bir anda çözüvermesini; kahramanca, bir çocuğun hayatını daha kurtarmasını mı izleyeceğiz? Pek mantıklı görünmüyor zira. Devlet hastanesinde çalışan, kendisini çocuklara adamış bir çocuk doktorunun Kaan'ın yaşadığı bunca sıkıntıya karşın, ona annesinin öldüğünü açıklayacakken bile bir uzmandan yardım isyemeyi bir türlü akıl etmemesi de inandırıcı değil.

 Bütün bu karakterler içinde hem yazılışları hem de aralarındaki ilişkinin resmedilişi bakımından en ilgi çekici, en ikna edici ve izleyiciye en yakın gelen karakterler Didem ve Kaan oldu . Hatta rahatlıkla söyleyebilirim ki Didem'i canlandıran Naz Elmas ve küçük Kaan'ı canlandıran Aybars Kartal Özson şimdiye kadar ekranda gördüğüm en uyumlu, oyuncu kimyaları en tutmuş ikililerden biri. Doğrusu Didem'in ve Kaan'ın hikayesi'de Kördüğüm'deki en ilgi çekici hikaye oldu başından beri. Hatta "Keşke dizinin ana konusu bu anne-oğulun ilişkisi olabilseydi" diye düşündüğüm çok oldu.

 
İlk bölümde söz ettiğim, anti-kahraman olarak çizilen Ali Nejat'ın dönüşümü, aşık olacağı Naz'dan ziyade oğlu Kaan'la arasındaki ilişki sayesinde olacak gibi görünüyor. Eğer bu konu iyi işlenirse izlemesi keyifli bir hikaye haline gelebilir. Ancak bölümün sonunda Naz'ın "Ben annesinin öldüğünü Kaan'a nasıl açıklarım. En 
iyisi Ali Nejat da gelsin." diyerek onunla irtibat kurmaya çalışmasının (Bunda o dramatik - çok duygusal ve güzel bir sahneydi bu arada-  veda videosunun bütün bu karakterler tarafından aynı anda izlenmesi gerekliliği de etkendi elbette.)  zorlanmışlığına, olmamışlığına bakarak bu hikayenin açılımı konusunda endişeler duymuyor değilim. Bu baba-oğul ilişkisinin gelişimi umarım Naz-Ali Nejat aşkının başlaması için bir malzeme olarak kullanılmaz. - 1001 Tv

Kördüğüm

 Bu sahnelerin devamındaysa Kördüğüm adeta durdu. Onca insan böyle korkunç ve sarsıcı bir olaya tanık olmamışlar gibi neredeyse normal hayatlarına döndüler. Bunun gerçek hayatta bir nebze olsun karşılığı vardır belki ama izleyici olarak yaşadığımız bu sarsıntının hiçbir önemi yokmuş gibi, henüz bu yoğun duygudan arınmadan Umut'un kardeşinin sorumsuzluklarıyla, Genco'nun karşılıksız aşkıyla, tamirhanede börek-çay disişmeleriyle, Ali Nejat ve babası arasındaki gerginlikle, Naz ve Umut arasındaki sorunlarla, Umut'un otombil üretme hayalleriyle, Karasu Holding'teki çalışanların sürtüşmeleriyle vakit geçirmeye başladık. Bütün bu yan hikaye detayları beşinci - altınci bölümlerde ilgi çekici olabilirdi; artık yakından tanıdığımız karakterlerin hayatlarındaki olayları merak ediyor olurduk ama henüz herkes bize yabancıyken, üstelik ortalık toz dumanken, duygular zirve noktasındayken o kadar anlamsız görünüyordu ki.. Bütün bu "ilgisiz" olayları izlerken kendimi "Ciddi misin sen? Ne olur şaka yapığını söyle. Pes!" diyen Naz gibi hayretler içinde buldum. Üstelik bu sahneler çok da uzun sürünce tempo gittikçe düştü, bölüm sıkıcılaştı. 

 
Kördüğüm

 İkinci bölümle birlikte karakterlerle daha fazla zaman geçirip, onları biraz daha yakından tanımaya başladıkça izleyinin tam olarak özdeşleşebileceği, yakın bulup tarafını tutabileceği karakter sayısı da iyice azalmaya başladı. İlk bölümde Umut'un (tutarsız kıskançlık krizi dışında) neredeyse dört dörtlük bir karakter görünümü çizdiğinden söz etmiş, ne olup da Naz'ın ondan uzaklaşıp Ali Nejat'la yakınlaşmasını tercih eder hale geleceğimizi tahmin edemediğimi söylemiştim. Durum, hemen bu ikinci bölümle birlikte ortaya çıkmaya başladı. Umut, bu bölümde hem eşine hem ortağına hem tanık olduğu trajedinin kahramanı olan küçük Kağan'a karşı son derce duyarsız, umursamaz, bencil, hatta neredeyse vicdansız, gözü hayallerini gerçekleştirmekten başka şey görmeyen bir karakter haline geliverdi. 

 
Ne var ki diğer tarafta Ali Nejat'ta da hâlâ insani bir belirti görmek de mümkün değil. Tanık olduğu intihar, sonrasında oğluyla karşılaşması, onca olay, karmaşa karşısında değil vicdan azabı, herhangi bir duygu belirtisi bile göstermedi. Yaşadığı bu korkunç olayın onu biraz olsun sarmasını beklerken o elinde parfüm şişesi Naz hayalleri kuruyor, bir yandan da otomobil üretimine başlamak için acele ediyordu. (Gerçi en azından Ali Nejat'ın bu olanlardan biraz kafası karışmış gibi. Olayın hemen ertesi günü imza için İngiliz ortaklarıyla biraraya gelen Ali Nejat "dün" gelemediği için özür diliyordu. Yerine babasının katıldığı toplantı günler öncesinde gerçekleşmişken.)

 

Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı