1001 Tv > 1001 Yorum > Aşk Elimden Oluk Oluk Akıyorken

Aşk Elimden Oluk Oluk Akıyorken

Uzunçorap | 5.12.2015 | Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

#KiralıkAşk Vol. 24
Üzerinden bir gün geçtikten sonra, bölümden şu an itibarıyla kalan tat şöyle: Hafif.. mutluluğa yakın bir his. Bir parfümün sıkıldığında havada görünmeyip de incecik, tül perdemsi dokunuşuyla algılanması gibi...  Yani çok coşkulu bir mutluluk değil ama sınırın mutluluğa yakın kısmında. Üzmeyen, hafif mutlu eden bir bölüm oldu. 

 
Üzmedi çünkü bu bölümde Defne Ömer'le tartışmadı, bir zik zak da yapmadı. Gerçi Chérie firmasının bir skandal ve kriz sebebi olacağı, sahile yaklaşmış bir savaş gemisi gibi net ama en azından dizide bunu şimdilik olumlu olarak veriyorlar. 
 
Ömer'in eski aşkı yok ya da aşkının eski ateşi yok ama seviyora yakın bir halde. Sanki Ömer, Sinan'ın hamlesiyle Passionis'in karşı karşıya kaldığı tsunaminin ve o dönemde gece gündüz mesai yapmanın getirdiği manevi ve fiziksel yorgunluğunu bir türlü üzerinden atamadı. Zaten o sıralar Defne yüzünden içi karmakarışıktı. İz çıkıp gelmişti. Defne Ömer'i terketmişti ama İz'i kıskanıyordu. Bir de üstüne Sinan'ın tasarımları Deniz'e vermesi, arkasından Passionis'i kaybetmesi vs. derken peşpeşe gelen bir sürü darbe, önceki yüksek enerjisini, hayat mücadelesinden yorulmuş durgun bir enerjiye çevirdi. Ama bütün bu sebepler içinde Ömer'i asıl yoran Defne olsa gerek. Yoksa Defne'nin de aşkının coşkusunu çevre etkilerle kaybettiğini düşünüp Defne'ye hak vermek gerekir. Çevre etkenlere bu kadar güç pay biçersek de bu aşkın gücüne inancımız azalır.
 
 
Bu bölümde, önceki bölümlerden daha çok seven bir Defne...


Yine de hikâye buraya kadar güzel geldi ve özetle hikâyedeki bu güzel kıvrımlar biraz da Defne sayesinde oldu. Bundan sonrası için artık Defne biraz daha ön plana gelirse, karakteri belirginleşip kemikleşirse, tutarlılık değil tutarsızlık bir istisnası haline gelirse, Ömer'le eşitlenirse daha iyi olabilir. İkisinin de zikzakları, olursa da aşktan olsun.

Dinlemek isteyenler için "Meltem" şarkısı aşağıda geliyor...
Arrivederci...

 

Kiralık Aşk


Bu bölümde önceki bölümlerden daha çok seven bir Defne ya da Defne'nin sevgisini daha somut görmek mutlu etti. Yani önceki bölümlerde de Defne sevdiğini söylüyordu, kritik noktalarda çok önemli şeyler de yapıyordu Ömer için ama, soğuk mesafeli hatta neredeyse bıkkın dense yeri, coşkusuz bir duruşu vardı Ömer'e. Mesela Ömer'in fıstık ezmesi kaşıkladığı akşam, karşısında aşık, heyecanlı ama uzak durmaya çalışan bir Defne yoktu. Diziyi yeni izlemeye başlayan biri kavuşamamış bir çift yerine, çoktan evlenmiş bir çift (Sevgili kalmış evliler hariç) zannedebilirdi. Defne'nin Ömer'e sevgisi neredeyse bölümlerdir hissedilmiyordu.

En çok hangi bölümde... galiba Ömer'le birlikte sempozyuma gittiği beşinci bölümde, havuz kenarında, Ömer'i gördüğünde gözleri kocaman açıldığında hissedilmişti. Kendisinin de aşık olduğunu anladığı bölüm. Bunlar dışında, kötü gününde Ömer'in yanındaydı ama iyi gününde, günlük hayatta, sevgisinin önüne başka öncelikler, bahaneler koyuyordu. 23. bölümün sonunda, Defne ve Ömer bankta otururlarken, Defne bu anlaşılmaz hareketlerinin aşktan kaynaklandığını söylemişti. Halbuki, mesela Ömer'in, Defne istifa ettiğinde ona zulmettiği ve sonunda duvarda bardak kırmayla sonuçlanan sekizinci bölümdeki öncekilerle uyuşmayan tavrı aşktandı, kıskançlıklaydı. Kıskanıyordu ama Defne'yi yanında tuttu. Defne'nin tavırları ise Neriman'a borcundan ya da başka çözüm bulamayışından. O çözümü Ömer'den kaçmakta bulduğu için bu kırılma oldu. Tepedeki ev'den kaçmasıyla başladı bu kırılma. (Ömer'in evlilik teklifi gelince zaman isteyişi ve başka şeyler de kırığı birlikte içine düşecekleri kadar genişletti.) Ömer'in güveni oluk oluk o tepeden akmaya başladı. Burada Kutsi'nin "Meltem" şarkısı Ömer'den Defne'ye gelsin: 

Dileklerim biliyorum yersiz
Sen durmadan yakıyorken, yıkıyorken
Emeklerim maalesef yetersiz
Aşk elimden oluk oluk akıyorken
Sebeplerim...
Kiralık Aşk

Sebeplerim senle dolu
Görünmüyor uzaktan yolun sonu
Yalanlı dolanlı planlı uzun konu
 
Meltem dedim içime çektim, Poyraz olup yüreğime estin sen 
Alacağı vereceği seninle kestim ben
 
 
Geçenlerde O Ses Türkiye'nin bir kısmına denk geldim. Yarışmacının şarkıyı seslendirişi şunları düşündürdü: Detone değil ama şarkının başından sonuna kadar, söyleşinin şiddetinde tutarlı olmadı. Bazı yerleri yumuşak, hafif, bazı yerleriyse güçlü, tiz ve keskin okudu. Dalganlandırdı. Bunlar şarkının gerektirdiği şeyler değildi, aralarındaki  geçişler de uyumlu olmadı. Performanstan sonra Hadise'nin yarışmacıya neden dönmediğiyle ilgili cümlesini alıp Defne için kurayım. Ben de diziyi izlerken "Bir çok Defne duyuyorum, algılıyorum." İki baş karakterden biri olarak Defne'nin turizm mezunu olduğunu da şunun şurasında iki bölüm önce öğrenmemizi de varacağım sonuçla ilişkilendiriyorum: Olaylardaki hareket sağlama unsuru olarak Defne Ömer'e oranla belirsiz tutuldu ve ona olaylara tutumunda zikzak çizdirildi. Ömer'in anne babasının ne iş yaptığını, hatta İz'in ne zaman nerede ne okuduğunu öğreneli çok oldu. Ama Defne'ninkini ancak öğrendik ve turizm öğrenimi almış birinin "Defne" ismi konusunda Sadri Usta'ya "Galiba bir ağaç ismiymiş" demesi, mitolojik kökenini de ondan öğrenmesi, Neriman İplikçi'den görgü dersi alması vb. pratikle örtüşmüyor.
 
 
Yine de hikâye buraya kadar güzel geldi ve...

 

Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı