1001 Tv > 1001 Yorum > O Melek ki Bizi Korusun, Kurtarsın

O Melek ki Bizi Korusun, Kurtarsın

Işınla Bizi Scotty | 19.12.2015 | Muhteşem Yüzyıl: Kösem
Muhteşem Yüzyıl: Kösem

 Bu yazıyı yazıp yazmamakta kararsızdım. Hem bölümle ilgili yazacak fazla bir şey yoktu hem de yazabileceklerim çok olumlu değildi. Sevdiğim, en azından düzenli izlediğim bir dizi beni hayal kırıklığına uğrattığında, hakkında yorum yapmak çok içimden gelmiyor. Yine de birkaç kelime edebilirim belki.

 
Muhteşem Yüzyıl Kösem'in önceki iki bölümde diziden nihayet gerçekten zevk almaya başladığımdan, karakterlerin, hikayelerinin ve birbirleriyle ilişkilerinin derinleşmeye ve ilginçleşmeye başladığından, ayrıca dizinin ihtiyacı olan aksiyon ve heyecana da 5. bölümde kavuştuğundan söz etmiştim.
 
Bununla birlikte yine 5. bölümde bazı olaylar ve karakterlere ait hikayeler hızla ve yüzeysel geçilmişti. Düşük giden reytingleri toparlamak amacıyla yapılacak olan köklü değişikliklerin bir habercisi gibi görünen bu durum bende her şeyin kontrol altında olmadığı endişesini yaratmıştı. Ne yazık ki bu endişenin yersiz olmadığı hemen ertesi bölümde açığa çıktı.

7. bölümün ilk fragmanında ise Beren Saat'i görünce, gelecek bölümde bir şekilde "Başlangıç"ın, yani genç Anastasia'nın hikayesinin tamamlanacağını ve bölüm sonunda "Kösem"in gerçek hikayesine geçileceğini, belki de yaratıcı ekibin en baştan beri "Başlangıç"tan çok "Kösem"e odaklandığını, onun hikayesi üzerine çalışıp hazırlandığını, bu yüzden ilk bölümlerdeki problemlerin yaşandığını ve "esas" hikayenin öne çekilmesinin dizi için umut verici olabileceğini düşündüm. Üstelik Saat, Kösem olarak harikulade görünüyor; kısacık teaser'da bile Kösem için gerekli olan asaleti ve gücü üzerine çok güzel giydiği ve bu rol için çok doğru bir seçim olduğu belli oluyordu.

 
Derken 2. fragman da geldi. Bir de ne görelim? Anastasia odadan çıktığında birden Beren Saat'e dönüşüvermiş! (Hem de birkaç saniyede, o doğa üstü gücüyle aksansız, kumral ve yaşça daha büyük bir Kösem olarak). Yani hiçbir hikaye ya da odak değişikliği olmadan, kaldığımız yerden, sadece oyuncu değişikliğiyle devam ediyoruz. Eğer Beren Saat, diziye sadece baş rol oyuncusu olarak değil, aynı zamanda senarist ve yönetmen olarak da girmiyorsa, bu dev projeyi adı ve oyunculuğuyla "bir zırh gibi sakınması;  isyanın ateşinden bir melek gibi koruması, kurtarması" bekleniyorsa, bulunan tek çözüm onun diziye girişiyse, sonuç hüsran olur. Dileyelim ki durum bu olmasın, "Kösem"in hikayesi için gerçekten derinlemesine çalışılmış, hazırlanılmış olsun ve bu sıkıntılı geçiş süreci az hasarla atlatılsın. 

 

Muhteşem Yüzyıl: Kösem

 6. bölüm şimdiye kadar ki en zayıf bölümdü. Son iki bölümde etlenip kanlanan karakterler tekrar iki boyuta, tek duyguya ve sıkıcılığa döndü. Birbirine bağlanmaya başlayan yan hikayeler yeniden yüzeyselleşti, önemsizleşti. Bölüm boyunca hemen hiçbir sahne, yazılış, çekiliş ve oynanışları bakımından üzerinde çok iyi  çalışılmış görünmüyordu. Bütün bölüm birbirinden kopuk, nasıl geliştiği ve nereye varacağı belirsiz sahnelerle doluydu. 

 
Gerçekten ilgi uyandırabilen, şaşırtan, içinde biraz olsun kıvılcım barındıran tek sahne ve olay Safiye Sultan'ın Şahin Giray'a karşı kurduğu akıllıca planın açığa çıkışı oldu.
Muhteşem Yüzyıl: Kösem

 Koskoca bir hanedanın yıkılışıyla sonuçlanabilecak olaylar zinciri üç beş yüzeysel sahneyle geçiştirilip bölümün ağırlığı Anastasia'nın "Sultan Ahmed'i seviyorum, onu yalnız bırakmam" nidalarıyla sarayın bir o koridorunda bir bu koridorunda bitip, gelen geçenin yolunu kesmesine verilmişti. 

 
Padişahın ve şehzadenin çiçek hastalığına yakalanmış olmasına bağlı olarak halkta oluşan panik ve isyan olayı açıklayıcı ve inandırıcı işlenmemişti ki şunu net bir şekilde söyleyebiliriz gerçek panik İstanbul ya da saray halkında değil dizinin yaratıcı ekibindeydi.
 
Bu telaşın, paniğin nedeni de yeni bölüm fragmanıyla anlaşıldı. Beren Saat gerçekten planlanandan çok erken, hemen 7. bölümle birlikte kadroya dahil oluyordu.
 
6. bölüm Anastasia'nın kararlılığı ve inancıyla, Sultan Ahmed'in başucundaki cevşeni kendi boynuna takıp, ardında "O melek ki bir zırh gibi sakınsın bizi; fitnenin, fesadın, isyanın ateşinden korusun, kollasın..." sözleriyle saray koridorlarında üzerine aldığı doğa üstü bir güçle, ağır çekim yürüyerek gözden kayboluşula sonlanmıştı.

 

 

Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı