1001 Tv > Gündem Yorumları > Gönül dağımın eteklerinden zirvesine döndüm

Gönül dağımın eteklerinden zirvesine döndüm

Uzunçorap | 15.05.2016 | Hayatımın Aşkı
Hayatımın Aşkı

Dizi aleminde seyircisi tarafından heyecanla beklenen "Hayatımın Aşkı" dün akşam doğdu. (O kadar çok "hayat"lı ve "aşk"lı dizi var ki, isimler birbirine karışıyor. Aklımda yoktu ama şimdi merak ettim, hemen aşk'lıları sayalım: Aşk Yalanı Sever, Aşk Yeniden, Hayatımın Aşkı, Kiralık Aşk, Aşk Laftan Anlamaz, Acil Aşk, Acı Aşk, aranıyor'u yazmadım, ismine müsemma, aransın diye; hayatları sayalım: Hayatımın Aşkı, Hayat Şarkısı, O Hayat Benim, Hayat Mucizelere Gebe, Hayat Sevince Güzel... Hayat Sevince Güzel deyince, yeni başlayacak "sevmeli" diziler de üst üste geliyor, Hayat Sevince Güzel, Seviyor Sevmiyor, Hangimiz Sevmedik... İsimler diziler birbirine dolanı dolanı... Bakalım içerik olarak, işleniş olarak hangileri fark ortaya koyacak. Gerçi bana göre a farklıdır, b'ye göre de başkası farklıdır.) Geçelim.
 
Geçelim, gelelim hayatımın aşkına. Şakamızı da geçelim. Dizinin fragmanını izlediğimde "Herşey Aşktan" filmini hatırlamıştım ve amanın aynısı mı çıkacak diye istemezuk olmuştum. Fakat diziyi beklediğimden çok daha iyi buldum. Bir kere buradaki karakter daha durmuş oturmuş bir tip. Meslek olarak zaten kararını vermiş biri. Bu yolda da epey süredir çabalıyor anlaşıldığı kadarıyla. Kendini geliştirmek için tam olarak ne yapıyor, o pek belli olmadı ama süre olarak emek vermiş. Beceremeyip bocaladığı kısım flört, evlilik daha doğrusu. Bu uğurda her bir kişiden çeşit çeşit akıl alıp bu akılların hepsinin de farklı olması komikti. Hepsi sahiplerinin işine yaramış ama tencere kapak meselesi. Kızımıza uymuyor. 

 

Dizideki hareketli kalabalıklı aile ortamını sevdim. Boy boy kız kardeşler, duvarlarda boy boy resimler, emekli resim öğretmeni anne, karşı dairede oturan, boşanmaya rağmen uzaklaşmamış baba, beraber yenen yemekler, dipdibe bir ilişki. Abla hamile fakat enişte yok meydanda. Bir de henüz ortaya çıkmayan ama annece de babaca da istenmeyen bir oğul var ki, anlaşılan arz-ı endam edecek önümüzdeki bölüm. Niye bu gizem yaratıldı, bu da gizem.
 
Bölümde rahatsız olduğum kısım hayal sahnelerinin fazla olmasıydı. Bazen bu hayal mi şimdi, gerçek mi diye düşündüğüm oldu. Böyle olunca da dizinin akışından, sıcaklığından kopuyorsun. 

Birinci bölüm için olaylar çabuk gelişti. Demir Bey o kadar da uzakta değil gibi. Bricit Cons'u izlemiş bir Demir Bey varsa karşımızda, bana ne oluyor, sakar şugar bir hatuna mı aşık oluyorum diyecektir ilerleyen bölümlerde ve terkedilerek esas kızı Bay Darsi'ye kaptıracağını da bilecektir, yani Kaan'a. Bu üçlemenin benzeştiği filmler var. Genç adam esas kıza erkekleri ya da aşık olunan erkeği nasıl etkileyeceğini anlatırken olaylar gelişir ve kendisi kıza aşık olur. Kız da gerçekte istediğinin o değil bu olduğunu anlar nihayetinde ve öyle ya da böyle: mutlu son. Filmin de ticarisi var, dizinin de. bazen diziler ticari filmlerden daha esaslı olabiliyorlar. Gidişata göre klişelerden çıkıp enteresan açılımlar olabiliyor ya da yan karakterler kahraman olabiliyor, hikayeler başka yönlere akabiliyor, yani diziler sürprizlere gebe. 


Bölümde, kızımız yani Gökçe mahalle baskısına yani arkadaş baskısına uğruyor ve ucunda Sibirya'da yaşamak, at uzmanı olmak şeklinde çeşit çeşit hadise olsa da evlenmek istiyor. Biri giden biri gelen türlü uyumsuz sevgiliye, alttan alıyor da alıyor fakat bu ona yol, su ve elektrik, düzeltiyorum, sevgi, ilgi ve evlilik olarak  dönmüyor. O da gözünü gönül dağının eteklerinden kaldırıp zirveye dikmeye karar veriyor. Zirvede Demir Cerrahoğlu parlıyor. Kızımız kutup yıldızını gördü. İş ona tırmanması kaldı. Aşkla ilgili söylemlerden popüleri diğer yarını bulmaktır ya, Gökçe diğer yarısını aramıyor. En başta, eteklerde çiçek toplarken de aramıyordu, karanlıkta yıldızına bakarken de aramıyor. Demir kendisine uygun mu, beraber gülebilecekler mi, bir müziği dinlerken aynı coşkuyu duyabilecekler mi, beraber zaman geçirmeyi sevecekler mi, bunlar Gökçe için şu an önemli değil. Diğer yarısını aramaya başladığında yani bakalım Kaan ne zaman ortaya çıkacak. Dizi tutarsa, ikinci sezon diyorum.  


Aynur Aydın'ın yeni albümü "Emanet Beden"de yer alan "Diğer Yarın" şarkısı, içerik olarak göreceli ama müziği gayet güzel, "Hayatımın Aşkı" için gelsin.
Selam olsun.
 

 

Hayatımın Aşkı

 Son birkaç yıldırsa, daha çok genç izleyicinin hedeflendiği, başrollerinde çok yıldız isimler yer almasa ve iddialı bütçelerle başlanmasa da eskiye oranla daha çok özenildiği belli olan, yaz aylarında insanların eğlence ihtiyacının da arttığı düşüncesiyle ağırlıklı olarak komedi ve romantik-komedi türünde yapımlara yer vermeye başladı kanallar.


Bunların birkaçı beklenenin çok üzerinde başarı elde ederek, kış sezonu reytinglerine ulaşıp  başrol oyuncularını da kısa sürede yıldız isimler haline getirince yaz sezonu neredeyse kış sezonu kadar heyecanla beklenmeye başlanır hale geldi. Özellikle "Güzel Köylü", "Kocamın Ailesi", "Kiraz Mevsimi" ve "Kiralık Aşk" gibi dizilerinin gösterdiği başarı o kadar büyük oldu ki bu diziler sadece yayınlanmaya başladıkları yaz sezonunda yüksek izlenme oranlarına ulaşmakla kalmadılar, devam edip reyting listelerinde  kış sezonu dizilerini bile geçerek zirvedeki konumlarını sezon boyunca sürdürdüler. Böylece yaz dizileri artık, kanalların kışa da en azından bir-iki proje taşıyabilme umuduyla çok daha iddalı bakmaya başladıkları yapımlar haline geldi. Hatta rekabet bu denli sertleşince, sezona erken girebilmek için yayın tarihleri bahar aylarına çekilir oldu.

 
Hayatımın Aşkı

 Ne var ki şimdiye dek bu yaz dizilerinin hiçbirinin çok hızlı girdikleri ve zirvede götürdükleri o ilk sezonu büyük bir reyting kaybıyla tamamlamadıkları olmadı. Sezon sonuna doğru hepsinde gözle görülür düşüş yaşandı. Bu düşüş kimsenin gözünden kaçmadığı için bütün bu dizilerin hayranlarında devam endişesi baş gösterdi. Güney Ege komedisi "Güzel Köylü" hakkında,  kanalı Star Tv tarafından ilk sezonunun sonunda final kararı alındı. Fox Tv bu kadar atak olmadı ve çok büyük başarı elde etmiş, sezon boyunca zirvede gitmiş iki dizisi "Kocamın Ailesi" ver "Kiraz Mevsimi"ni azalan reytinglere karşın ikinci sezona taşıdı. Ne var ki durum değişmedi. Bu diziler çok büyük bir hızla yokuş aşağı yuvarlanmaya başladılar. Sezon ortasını bile göremeden apar topar final yapmak zorunda kaldılar. 

 
Yaz aylarında, dramalarda işlenen merak ve sürükleyicilik gibi unsurlardan çok eğleneceli ve hafif konuların işlendiği komedilerin tercih ediliyor oluşu bu maceraların kısa sürmesine neden oluyor büyük ölçüde. Özellikle, romantik-komedilerde işlenebilecek konu sayısı çok sınırlı. En iyi ihtimalle ilginç denebilecek birkaç hafif konu etrafında şekilleniyor hikayeler. Her bir romantik-komedi ve yaz dizisinin üzerine kurulduğu o ilk cümle kısa sürede ömrünü tamamlayınca da bir süre sonra girilen kısır döngüden çıkmak için başvurulan dram unsurlarında romantik-komedinin yapısını bozuyor ve izleyicisini memnun etmez hale geliyor. Bölüm sürelerinin çok uzun oluşu da yazarlarının yeni ve yaratıcı fikirler bulmak için daha çok çalışmasına izin vermeyince ortaya birbirinin tekrarı işler çıkıyor. Dolayısıyla çok büyük patlamalar, büyük başarılar elde etseler de yaz sezonunda başlayan dizilerin kaderi şu an için çok değişecek gibi görünmüyor. Önümüzdeki günlerde başlayacak olan bütün bu iddialı projeler arasından bu kaderi değiştirmeyi başarabilecek olan çıkabilecek mi, görelim. 

 

Oyuncu kadrosu Genel Bilgiler Haftalık Dizi Programı